9 ile 24 Arasında Asal Mıdır? Toplumsal Cinsiyet, Çeşitlilik ve Sosyal Adalet Perspektifinden
9 ile 24 Arasında Asal Mıdır?
Sıkça matematiksel bir soruyu gündeme getiriyor olabilirim ama aslında bu soru, bir şekilde toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet meselelerine de değiniyor. Belki de şu an “9 ile 24 arasında asal mıdır?” sorusunu sormak, biraz tuhaf gelebilir. Ama bu tür bir soruyu gündeme getirerek, daha derin bir sorgulama yapmayı amaçlıyorum. Ben İstanbul’da yaşayan, sokakta her an gözlem yapan bir insan olarak, günlük hayatın içindeki detaylardan çok şey öğreniyorum. Toplu taşımada, işyerinde ya da bir arkadaş toplantısında yaşananlar, insanları birbirinden ayıran, toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet gibi meselelerle doğrudan bağlantılı.
Peki, 9 ile 24 arasında asal mı? Matematiksel olarak baktığınızda, 9 ile 24 arasında yalnızca 11, 13, 17, 19 ve 23 asal sayılardır. Yani bu sayılar, yalnızca kendisi ve 1’e bölünebilir. Ancak sorunun cevabını bir adım daha ileriye götürüp, toplumsal eşitsizliklerle bağdaştırdığınızda, işler farklı bir hal alabilir. Gelin, bunu inceleyelim.
Toplumsal Cinsiyet ve Çeşitlilik: Asal Sayılar Gibi Ayrımlar
İstanbul’da toplu taşıma kullanırken, her gün farklı insanlarla karşılaşıyorum. Bazen bir otobüs durağında, bazen bir metroda. Herkesin yüzünde bir telaş, bir acele… Ama bir yandan da bir çeşit ayrım var. Hangi cinsiyetin hangi davranışları sergilediği, hangi gruptan bireylerin daha rahat yer bulabildiği, sosyal rollerin daha derinden fark edilmesine sebep olabiliyor. Bir kadının, iş yerinde ya da sokakta, sadece 9 ile 24 arasında asal sayılar gibi davranış kalıplarına sığmaya çalışırken yaşadığı zorlukları gözlemleyebiliyorum.
Diyelim ki bir kadının, bir erkekle aynı pozisyonda, aynı maaşla çalışması, bazen toplum tarafından yeterince “doğru” veya “olması gereken” olarak görülmeyebiliyor. Ya da bir LGBTQ+ bireyi, 9 ile 24 arasındaki asal sayılar gibi, toplumsal normlardan dışlanmış hissedebiliyor. Onlar için çok daha zorlayıcı olabiliyor; çünkü her biri “farklı” sayılar gibi toplumun düzenine uyum sağlamakta zorluk çekiyor.
9 ile 24 Arasında Asal Mıdır? Eşitsizlikleri Derinleştiren Bir Toplum
Toplumda bazen var olan grupların yalnızca kendilerini ve “geçerli” kabul edilen normları savunmalarının ne kadar zorlayıcı olduğunu fark etmek, çok öğretici oluyor. İstanbul’daki bazı mahallelerde, farklı etnik kökenlerden gelen bireyler için, toplumsal yerleşim ve fırsatlar bazen eşitsiz bir şekilde dağılıyor. Mesela, bir sabah metroda bir grup gencin, kökeni farklı birinden daha fazla yer kapladığına tanık oldum. O gencin sabah işe gitmesi, büyük bir heyecan değil; çünkü o aslında “normal” bir vatandaş olarak kabul edilmiyor. O kişiye göre, 9 ile 24 arasındaki asal sayılar gibi toplumsal bir yer edinmek çok daha zor.
Toplumun bazı kesimlerinde, belirli “farklılıklar” sadece sayısal bir eşitsizlik gibi algılanıyor. Ancak gerçekte bu “farklılıklar”, çok daha büyük bir ayrımcılığın temelini atıyor. Çeşitlilik, toplumsal yapının önemli bir parçası. Bunu, hem kendi yaşadığım çevreden, hem de sivil toplum kuruluşlarında yaptığım çalışmalarla gözlemleyebiliyorum. Herkesin eşit fırsatlara sahip olduğu bir toplumun inşası, 9 ile 24 arasındaki asal sayılar gibi birkaç sayıya indirgenemez.
Sosyal Adalet: 9 ile 24 Arasında Asal Sayılar Gibi Farklılıklar
Sosyal adalet perspektifinden bakıldığında, 9 ile 24 arasındaki asal sayılar gibi, toplumsal yapının ayrımcı unsurları ortadan kaldırılmalı. Her birey, kimliği, cinsiyeti, etnik kökeni, cinsel yönelimi veya diğer farklılıklarıyla eşit fırsatlara sahip olmalıdır. Ancak işin gerçeği, bu toplumda bu kadar basit değil. İnsanlar sadece “doğru” yerlerde değil; çok zaman bu sistemin dışına itilmiş, göz ardı edilmiş bireyler var.
Düşünsenize, bir kadın olarak iş dünyasında başarılı olmayı başaran biri, çoğu zaman sadece asal bir sayı gibi var olabiliyor. Yani, erkeklerle eşit kabul edilmek, zaman zaman büyük bir çaba gerektiriyor. Bir erkeğin, belki sadece bir ailevi sorumlulukla işin dışında kalması yeterli olurken, kadının aynı ortamda var olabilmesi için çok daha fazla mücadele etmesi gerekebiliyor. Bu, 9 ile 24 arasındaki asal sayılardan çok daha karmaşık bir mesele.
Sonuç: 9 ile 24 Arasındaki Asal Sayılar ve Toplumsal Farklılıklar
Geldiğimiz noktada, 9 ile 24 arasındaki asal sayılar, toplumda farklılıkların yarattığı eşitsizliğe benziyor. Bu sayılar gibi, toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet de belirli normlara uymayan, daha zorlayıcı koşullarda var olmaya çalışıyor. Bu farklılıkların farkına varmak ve toplumsal normları gözden geçirmek, herkes için daha eşitlikçi bir toplumun yolunu açabilir.
İstanbul’daki sokaklardan metroya, iş yerinden sivil toplum kuruluşlarına kadar yaşadığım her gün, bu meseleleri daha derinlemesine düşünmeme sebep oluyor. Sosyal adalet ve eşitlik için, sadece 9 ile 24 arasındaki asal sayılarla sınırlı kalmamalıyız. Farklılıkları kabul etmek, toplumsal yapıyı yeniden şekillendirmek, herkes için daha adil bir yaşam sunmanın önünü açabilir.